bir kavgaya dahil olmak.

bir kavgaya dahil olmak.

bir kavgaya dahil olmak… ‘var’ olmak için savaşmak. fedakârlık yaptıkça eksiliyoruz, eksiliyoruz diyenlere kırılıyoruz. kırıldıkça da toparlanmak zorlaşıyor… tam herşey kötü gidiyor derken, üstünden bir martı geçiyor. bir sürü şiire, şarkıya ‘sanat’ olmuş o beyaz gibi görünen gri martı. kanatları rüzgardan aşınmış, mevsim canını sıkıyor. denizin üstünde üşümemenin hesabını yaparken gözünden kaçak balıklara küsmüş, balıkları …

karışıyor her şey, değişiyor herkes.

karışıyor her şey, değişiyor herkes.

  gözlerimi alan bokeh-bokeh şehir ışıklarının eşliğinde, arka planda karmaşık geçiş sohbetleri. bir yanda gölün üzerinde ılık esen rüzgar, fırsatı değerlendiren sivrisinekler; ve yakamoz… ne kadar zor durumda kalabilirsem o kadar kaldım. şimdi bu sessizlik o kadar net ki gözlerime ayrı bir perde inmiş gibi… karışıyor her şey, değişiyor herkes… sen ne kadar titiz olursan hayat …

hiç net değilsiniz.

hiç net değilsiniz.

bazı anlar ani gelişir, akışına bırakırsın. bu akışına bırakma olayı her zaman doğru seçenek gibi görünmesede yinede en kötü seçenek de sayılmaz. hayatımın son dönemlerinde, bilinçaltımda olduğum kişiyi-asıl fikirlerimi, gerçek hayata uyarlamaya-entegre etmeye dair çalışmaları net olarak uygulamaya başladım. nasıl ki ‘çömleği’ ayakta tutan dışındaki şekil değil içindeki boşluk ise bende onu baz aldım. içimdeki boşlukları …

merhaba dünya!

2007 yılından sonra ilk kez kendime ait bir sitede bir yazı yazıyorum. 10 yıllık aradan sonra merhaba sevgili web. Burada yeni yazılar yazıp, çektiğim fotoğraflar arasından paylaşmaya değer olanlara yer vereceğim. Ne kadar rezil olursak o kadar iyi.

saat kaç ? zaman hiç, içim taş.

saat kaç ? zaman hiç, içim taş.

‘boom pam – boom pam’ eşliğinde okumanız önerilir. (link) düşünsem tekrardan aklıma gelir diye not almadığım cümleler… hepsini unuttum. bu yazı en uzun yazım olsun. bu yaz da en güzel yaz olsun… olur mu ? zor. önce egoyu bi tazeleyelim; ben harikayım, sen enkaz. kime dokunsak altından enkaz çıkıyor. hikayeyi dinleyince kendini jiletleyesin gelir, o biçim. …

kafa boşluğu…

Hepimiz yorgunuz, herkes uykusuz. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Herkes ağzına kadar başkası dolu. Kimse kimse için birşey yapmıyor. Mutlu olmak istiyoruz ama adım atmıyoruz. Çünkü her zaman ilk adımı karşı taraftan bekliyoruz. Beklentilerin içinde kaybolurken ikilemlerden ötürü yaşanması gereken günleri geride bırakıyoruz, ilerliyoruz. Eksik kalıyoruz. Hepimiz herşeyi biliyoruz, en tecrübelisi, en acı cekmişi biziz. Kendimizi …